Kayıtlar

Ağustos, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Olduğun

Damladan ne olur deme Denizler ondan olduğun bilmez misin Bir dikenden ne olur deme Ölümün ondan olduğun bilmez misin  Bir kitaptır, ne olur deme Bir hayatın ondan değiştiğin bilmez misin Bir kelimedir deme Bir sevincin ondan neşet ettiğin bilmez misin Bilmez misin, cümle âlem bilir de  Sen niye geldin, nere gidersin bilmez misin   Nesibe Sude ÜNAL

Makta'

Kaybolmakta, yitip gitmekte bazı şeyler... Suyun denizde, alevin ateşte kaybolduğu gibi... Gülün baharda, damlanın bulutta yeşerdiği gibi...  Yitip gitmekte soluk, nefes verilip bir daha alınmamakta...  Geri gelmekte, gitmekte, bazen yanında, bazen çok uzakta...  Bazen kalbinde bir yerde, bazen ummanda, denizde, ırakta...  Çoğu kez aramadığın yerlerde aradıkların...  Huzurda saklı rüyalar, bahçede gömülü yalılar, saraylara uzanan hülyalara bel bağlama...  Burası dünya! Yalanın tam ortası...  Burası oyun, burası hayal, burası ancak bir rüya! Nesibe Sude ÜNAL 

Yıldız Saati

      Loş bir ışığın altında, ahşap bir masanın üzerinde bir-iki kitap derginin arasından kendine yer bulan cümleler çıkıyor ortaya. Dışarıda gecenin sessizlik ve sükûneti, içeride o sessizliğin huzuru ve gönül hoşnutluğu. Yıldızların, henüz birilerinin gözüyle buluşmadığı saatler... Zaten çok azımız gökyüzüne bakacak cesaret ve zamanı bulabiliyor şimdilerde. Gecenin kaçı olduğu önemli değil veya bu yazının nerede yazıldığı da… Yalnızca şu birkaç cümleyi itina ile şuraya yerleştirmek istiyorum, buyurun:     Birileri bir yerlerde güzel işler yapıyor. O güzel işlerin görünmeyen taraflarında yer alıyor. Birileri otobüse binerken zorlanan bir yaşlıya yardım ediyor, el uzatıyor. Birileri gönül alıyor, gönüllere dokunuyor, insanların hayatlarını değiştiriyor. O birileri belki de bilmiyorlar onları sessizce, kenarda köşede izleyen insanların olduğunu. O insanların bu güzel işleri örnek aldığını...      Kâl dilinden çok hâl dilinin önemsendiği şu günle...

Sokak Çocuğu

Kimsesiz bir çocuğun gözlerinde gördüm yalnızlığın ne demek olduğunu Sen bilir misin kar yağarken üşümenin senden ırak zorluğunu Yalın ayak yürümek nedir bilir misin Çaresiz bakışların ardındaki kimsesiz duyguları Ya gittikten sonra güneşin tüm ışıkları Gecenin de aydınlık yıldızları Sönünce ayazda kalmayı ... Bilmezsin Sıcak odalarda demlediğin çaylarla ısınmanın nasıl olduğunu da ben bilmem  Bilmem mesela üzerinden buhar çıkan bir tas yemeğin tadını Yanıma ilişen birkaç lokmayı bilirim yalnızca  Teşekkür etmeyi, en içten, en sıcağından Kucak dolusu sevgimi vermeyi bilirim, hem iyi bilirim Geceleri yalnız ağlamanın, gözyaşlarına boğulmanın da anısını biriktirdim  Sana da vereyim, sana da vereyim az bulunur şeydir bilirim Ucuza mal olmayan hüzünleri, kalan tek lokmayı bir başkasıyla paylaşmayı, alınan pahalı kıyafetlere imrenerek bakmayı  İyi bilirim Ama sen bilmezsin mesela yırtık bir kıyafeti giymenin ne kadar gözü celbettiğini  Acıklı bakışların kalbimi ne ...